En arkadan başlayarak baktığımızda, nardan çıkan balık ve kaplan figürlerini görürüz. Kaplanların saldırdıkları yerde Dali’nin bir silueti bulunuyor. Bu, “Uyanmadan Bir Saniye Önce Nar Etrafında Uçan Arının Sebep Olduğu Rüya” tablosuna bir gönderme, buradan aslında tüm kompozisyonun Dali’nin bir rüyası olduğunu anlıyoruz.

Arkada “Filler” resmini görüyoruz. Bir çölde birbirine koşan iki insan var. Güneş batmak üzere. Ama bu sefer zıt bir şekilde sularla kaplı bir yerdeler. Kanatları olan kadın figürün arkasındaki kayığı bırakarak adama doğru koştuğunu görüyoruz.

Kompozisyonda asıl öne çıkarılmak istenen İsa modeline gelelim. Salvador Dali, “Christ Of St. John Of The Cross” çalışmasını şu şekilde anlatıyor:
"İlk olarak, 1950'de, bu resmi renkli gördüğüm ve rüyamda 'dünyanın çekirdeğini' temsil eden bir 'kozmik rüya' gördüm. Atom. Bu çekirdek daha sonra metafizik bir anlam kazandı; onu 'evrenin birliği', Mesih olarak kabul ettim!"

Bundan ilham alınarak çarmığın en tepesinde Tanrı’nın her tarafa bakan gözlerini (Spellbound) görüyoruz. Öne çıkacak asıl kısım, Hz. İsa olduğu için diğer figürler gün batımına gömülmüşken gölgelendirmelerle aynı zaman Dali’nin kendisinin de birçok tablosunda yaptığı üç boyut çalışmasıyla Hz. İsa öne çıkarılmıştır.
Dalî
Published:

Owner

Dalî

En arkadan başlayarak baktığımızda, nardan çıkan balık ve kaplan figürlerini görürüz. Kaplanların saldırdıkları yerde Dali’nin bir silueti bulunu Read More

Published: